Bugünün küreselleşmesi veya finansal küreselleşme borca dayanıyor. Kum üzerinde yükselen bir piramidi andırıyor finansın dünyası… Her an çatırdayabilecek olan bir dünyanın mimarı finans. Allais, 2008 krizinden on yıl önce söz konusu çöküntüyü tümüyle görüyor, önlenemez olacağının altını çiziyor.

“Ahlaki duyguların teorisinde” bugün alabileceği zevki, zorlamasız ve dış baskısız yarına erteleyebilen insan davranışı övülür. Tersi davranış eleştirilir. Bugün, hemen, şimdi tatmin peşinde koşmak erdemli bir insan davranışı değildir.

Prensin hizmetinde ya da ötesinde olmak Shakespeare’i anımsatsa da, ekonomi politiğin bir entelektüel kavrayış olma sürecinin temel gelgitini oluşturmuştur. Bağımsız bir bilim olma niteliğini edinmesi de yine bu sürecin sonucudur.

Otuzlu yılların sonunda Harvard’da bir öğrenci doktora tezini sunmaktadır. Hocaları Schumpeter ve Leontieff jüri üyesidirler. Öğrenci henüz 20’li yaşlarındadır. Savunma bittikten sonra öğrenci dışarı çıkarılır, hocalar içeride tezi aralarında tartışarak anlama çabasındadırlar. Schumpeter, Leontieff’e dönüp soracaktır: “ne dersin Leontieff, tezden geçebilecek miyiz?”

Mümkün olmayan mümkün oluyordu. Reel ile hayalin karmaşasında, bugün, yarına ertelenebiliyordu. Daha doğrusu yarından alınan borç, bugünün risksizliğinin sınırsız olduğu düşüncesini perçinliyordu.

Piyasa kavramı bir yanı ile modernitenin tüm bir entelektüel tarihi ile de örtüşür ve bu anlamda Rosanvallon’un deyişi ile 18. yüzyıldan itibaren toplumun sosyal sözleşme akslı yeniden kurumsallaşmasına ve yeni baştan düzenlemesine bir yanıt olmuştur.