Risk almanın risksiz olabileceği önerisi ile kurgulanan bir hayalin yıkılması finans dünyasını ve mimarlarını şaşkınlığa düşürdü. Ardından aşağıya doğru tüm toplum katmanlarına yayılan panik dehşetin ve çaresizliğin tohumlarını serpti. Halbuki cennet nerede ise yer üzerinde inşa ediliverecekti. Mümkün olmayan mümkün oluyordu. Reel ile hayalin karmaşasında, bugün yarına ertelenebiliyordu. Daha doğrusu yarından alınan borç, bugünün risksizliğinin sınırsız olduğu düşüncesini perçinliyordu. Yarından sadece ödünç alınmıştır! Üstelik en iyimser yorumla bu böyledir.
Aslında insanın ve toplumun yarınına ait kaynaklarının fütursuzca kullanılması kimseyi çok fazla ilgilendirmemektedir. Ödünç alınan geri verilmeyebilir de. Risk olmadığına göre bugündür ve hemendir önemli olan. Riskin bilinmez bir geleceğe ertelenebiliyor olması borcu mümkün kılıyor. Borçlanmak, daha doğrusu sınırsız borçlanmak iktisadi etkinlik arayışında artık temel bir dinamiktir. Borcun aktörler tarafından algılanmasında temkin motifi yok edilmiştir. Borçlu olmak etik açıdan artık olumsuz değildir. Yoksul orta halliyle, o zengine, o da devlete borçludur. Kaçınılmaz olarak da devlet tümüne borçludur.
* İktisat Dergisinde Yayınlanan Makalenin Aslından Alıntıdır, Sayı: 401, Ocak-Şubat 2009, İstanbul