“Yeni normalin” gerçekten yeni olabileceği ancak tarihselin, ekonominin ipuçlarından bakma alışkanlığını edinmeyenler için hayal edilebilecek bir şeydir.
Veba dışımızda değil, içimizde diyor Camus. Önlem almaya çalışmayalım boşuna. Herkes bugün hastalığın kaynağının kendi dışında olduğunu söylemiyor mu?
Var olma salt duyumlara, o da tat alma duygusuna, hazza indirgenecektir. Haz asıl olan olunca felsefe de “carpe diem”le sınırlandırılacaktır.
Şöyle seslenecektir filozof bugüne Teolojik Politik İnceleme “sinin daha ilk sahifelerinde: “İnsanların kendilerini özgür sanmaları bir yanılsamadır. Hatta bir yanılgıdır. Bunun böyle olduğu, görmesini bilen herkes için apaçıktır.
Düşünürün orada sorduğunu sorsak biz de kendimize: İnsanların sonuncusu ile benim aramda geçecek olan süre Da Vinci’den bu yana geçmiş olan süreden daha mı uzun yoksa daha mı kısa olacaktır?
Kimi toplumlarda giyim kuşam promosyonu üzerinden büyük rantlar elde edilirken niteliksel olarak gelişmiş toplumların insanlarında uçma ayıbından sonra alışveriş ayıbı yaygınlaşıyor.
Varlık, an içindeki görünmeden ve hız saplantısından kurtulabilirse ancak “Black Friday”ler bir gün kendini “White Friday”lere bırakabilecektir.
Paris Antlaşması’nda hedeflenen bir amaç vardı: Küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak. Bunun için birçok önlem alınmış fakat çok önemli noktalardan biri olan et üretim ve et tüketimine pek fazla değinilmemişti.
Soluyacağımız temiz havadan yüzeceğimiz suya, oradan da balıklı nefis yemeklere düşmanlık yapan terörist güçler(!)’in başında bilim insanları geliyor.