Havuzların içine doldurularak eziyet içinde yaşatılan yunus balıklarını çocuklarına sevdirmekte hiçbir sakınca görmez insan. Çok sevimli bulduğu bu hayvanları aynı zamanda inanılmaz dehası sayesinde askeri amaçları için de kullanabilir.

Tarih içinde savaşta kullanılan ve yaşamlarını kaybeden hayvanların sessiz çığlıkları sonsuzlukta kaybolur.

Alışıldığı için kimsenin tüyleri ürpermemiş olacak. Tersine sabahın erken saatlerinde dünya tatlısı yunusların, insan aklının ürünü teknolojik donanımları ile Ruslar adına keşif yaparken televizyonda görmek gururunu okşamıştır insanın!

Yunuslar, tıpkı insanlar gibi eğitilerek düşman sularına sızmışlar(!) kendilerini sevdirirken casusluk yapmaya çalışıyorlardı.

Burkulmuş mudur kimsenin içi bilmiyoruz?

İnsanın nefret ve düşmanlığına hayvanı da ortak etmek kapitalist dünyanın kar hırsından mı kaynaklanıyor diye düşünürken, akla dönemin Sovyetler Birliği’nin deniz güçleri düştü. 1960’larda iki yüzün üzerinde yunustan oluşan bir askeri birlik son derece gizli olarak Sovyetler adına torpilleri ve askeri teçhizatı arıyordu. Aynı zamanda Sebastopol’u koruyordu. Öldürücü silahlar kuşanmıştı. Güçlü tüfekleri vardı ve 20 metreden hedefi vuruyorlardı.

Yunuslar hüzünlü gülüşleri ile askeri bilgi toplamaya devam ederken, televizyonda yerlerini başka bir görüntüye bırakmışlardı.

Write A Comment