Yeni zamanların en ayırt edici özelliklerinden biri olacaktır ‘sonsuz zenginleşme isteği’; yeri göğü kapsayacaktır özellikle yakın dönemlerde. Postmodern zamanlar diye de isimlendirilecektir bu zamanlar.
Çok eskilerden kalan Yahudi tınıları ile beslenen ruhu belki de gizem dolu bir yeniye çağıracaktır durmaksızın Kolomb’u. Kendisinden yardım istediği Portekiz kralı ona “yeni olan hiçbir şey iyi olamaz, iyi olan da yeni olamaz” deyip onu reddettiğinde bu mistik yenilikçinin ihtirası sadece bilenecekti.
Spinoza’nın ailesinin İspanya’dan zorunlu olarak başlattığı yolculuk Amsterdam’da değil de, İstanbul, Edirne veya İzmir’de sona erseydi acaba ne olurdu? Kısa bir köşe yazısı çerçevesinde yanıt bulunması nerede ise imkânsız bu soruya cevap aramak, aslında küçük bir zihin oyunu olarak aydınlatıcı olacaktır.