Brel’in unutulmaz lezzetteki şarkılarından birinin ismidir “Jaurés’i niçin öldürdüler”. Ama aslında bir kadının çığlığından alınmıştır. 1914’ün 31 Temmuz’unda bir Cuma günü, saat 09.40’da Paris’in Montmartre sokağında vurularak yaşamına son verilen Jaurés’in ölüm haberi hekim tarafından kuru bir cümleyle açıklanınca, bir kadının çığlığı sokaklarda yankılanacaktır: “Jaurés’i öldürdüler”.

Brel’in şarkısı muhtemelen bunu sorgulayacaktı: “Jaurés’i niçin öldürdüler?”   

1914’e doğru ulusçuluk ateşi bir hastalığın tüm belirtilerini vererek, Balkanlardan yukarıya doğru tüm Batı’yı kuşatmıştır. Büyük güçler iktisadın temel yasasını (!) hatırlatırcasına çıkarlarını en yükseğe çıkarmak için rekabeti doruğa, çatışmaya taşımanın eşiğindedirler.

Fransa savaş hazırlıklarının içinde, ulusun ve ulusçuluğun övgüsünde kutsal bir birlik oluşturma sürecinde olacaktır. Savaşa karşı “proleter enternasyonalizminin” sesi gittikçe daha cılız çıkacaktır. 

Brel soracaktır: “Jaurés’i niçin öldürdüler?”

Kaçınılmaz gözüken 1914-1918 katliamına sosyalist Jaurés var gücüyle karşı durmaya çalışacaktır. Büyük güçlerin çıkar mücadelesi ve yükselen ulusçuluk büyük bir endişe kaynağı oluşturacaktır onun için.

Jaurés vatanı Fransa’ya aşık bir pasifist olacaktır. Bununla birlikte milliyetçilikten nefret edecektir. Öldürüldüğü gün parlamentoda ve bakanlıkta düşmanlıkların durdurulmasını önerecek ve bunun için mücadele edecektir. Bir devlet adamı olgunluğu içinde olmasına rağmen savaşın ilanına birkaç saat kala hala onu önlemenin mümkün olduğunu düşünecektir.

Ve Brel soracaktır: “Jaurés’i niçin öldürdüler?” 

O günün akşamında ve yinelemek gerekirse Fransa’nın savaşa girmesine henüz 3 gün varken, “Humanité”ye gelecek ve 1 Ağustos yazısını hazırlayacaktır; makalede savaşa karşı güç birliği çağrısı yapacaktır.

Daha önce, çalışma arkadaşlarıyla birlikte Montmartre sokağındaki “café du Croissant”a gidecektir. Birkaç gün evvel Lyon’da artık çok kaderci bir şekilde söylediği cümle aklında olacaktır muhtemelen: “Bu katliamı önlemek için her şeyi yaptığınızdan emin misiniz? Zaten önce bizi öldürecekler, belki sonra pişman olacaklar ancak.” Masada sırtını açık pencereye verecektir Jaurés. Milliyetçi (!) olduğunu ileri süren ve böyle bir öğrenci örgütüne üye olan Raoul Villain pencereye doğru yaklaşacaktır. Raoul savaş taraftarıdır.

Brel tekrar soracaktır: “Jaurés’i neden öldürdüler?”

Tutuklandığında Raoul: “Ülkemin düşmanını ortadan kaldırmak istedim” diyecektir. Kaldıracaktır da… Jaurés’i ortadan kaldırmayı aklına koymuştur, o bir haindir. Bir tabanca satın alacaktır, atış talimi yapacaktır, bir müddet Jaurés’i izleyecektir.

Savaşın başlaması için artık hiçbir engel kalmamıştır. Fransa’da da, Almanya’da da kutsal birlik adına nerdeyse bir ikisi hariç tüm sosyalistler kendi kamplarında saflaşmışlardır.

Ve Brel tekrar tekrar soracaktır: “Jaurés’i neden öldürdüler?”

Jaurés savaşın önünde tek engel olarak mı görünecekti? Raoul pencereden elini uzatıp engeli ortadan kaldıracaktır. Milliyetçilerin nefret ettiği barışçı Jaurés iki kurşunla yok edilecektir. Barışın büyük sesinin yüreğinin atışları giderek yavaşlayacak ve duracaktır.                                                          

***

Fransa, artık 3 gün sonra insanlık tarihinin o güne kadar gördüğü en büyük katliama katılabilirdi.

Jaurés’in katili ancak 1919’da yargılanacak ve tutkulu bir milliyetçi söylem içinde devam eden duruşmalarının sonucunda, 12 kişilik jürinin 11’nin lehte kararıyla beraat edecektir.  Hatta şöyle denecektir: “Raoul ülkesine büyük bir hizmette bulunmuştur. Eğer savaş karşıtı Jaurés’in istediği olsaydı ve Fransa savaşa girmemiş olsaydı ülkemiz bu savaşı kazanma imkânından mahrum kalacaktı”.

Brel hala soracak mıdır; “Jaurés’ niçin öldürdüler?”

Anatole France cevap verecektir: “Emekçiler Jaurés sizin için yaşadı ve öldü”.

Jaurés’in ölümü sosyalistler için savaşa dair bir tartışmayı cevapsız bırakacaktır. Öncelik ulusal savunmanındır diyenler bir yanda, evet ulusun kendisini savunması gerekir fakat savaşı mutlak bir hale getirmemek gerekir diyenler bir diğer tarafta kamplaşacaklardır; bu tartışma 1920’den itibaren sosyalistler arasında büyük bir çatlamaya neden olacaktır.

Brel nihayet şöyle cevap verecektir şarkısında:

… Eğer bütün felaketlere rağmen yaşayabilselerdi [1]

Kendilerini savaş meydanında bulacaklardı

Kendilerini savaşta tükenirken bulacaklardı

Birilerinin emirleriyle

Doğmamış 20 yaşlarını tüketirken bulacaklardı

Jauréslerin yokluğu kendini gittikçe daha çok hissettirecek gibi görünüyor.

[1] Emekçilerden ve çalışan halktan bahsediyor.

Write A Comment