İktisadi Düşünce Girişimi’nin “İktisatta Bir Hayalet: Karl Marx” isimli ortak çalışması İletişim Yayınlarından çıktı. Metin Sarfati’nin “Üniversal Enternasyonel Sarmalında Marx ve Yahudi Sorunu” adlı başlıkla makalesinin de bulunduğu kolektif eserde, Alp Yücel Kaya, Hüseyin Özel, Ragıp Ege, Serhat Koloğlugil, Altuğ Yalçıntaş, Sevinç Orhan, Ozan İşler, Metin Arslan, Kaan Öğüt kitaba katkıda bulunan iktisatçılar arasında yer alıyor.
Edebiyattaki İktisat kitabı, edebiyat ve iktisat alanları arasındaki ilişkinin çeşitli yansımalarını, bu defa edebiyat eleştirmenlerinin değil iktisatçıların gözüyle inceleyen makalelerden oluşuyor.
Freud’a göre Eros–Thanatos ikileminde sonsuz var olma ve kendini gerçekleştirme itkisi bireyi ölüme sürükleyecektir. İnsan çünkü Freudyen yaklaşımda “kendinin sahibi” değildir. Freud için insani varlık, kendi haz arayışının ihtirasında uygarlığı bilerek veya bilmeyerek yok etmeye çalışacaktır.
İnsan refahını ve böylelikle aslında mutluluğunu salt maddi mal toplamı (üretimi ve tüketimi) ile değerlendirmek çok da eskilere dayanmaz. Felsefe tarihi boyunca Aristo’dan “neşe filozofu” Spinoza’ya çok sert bir şekilde eleştirilmiştir böyle bir özdeşlik…
Rousseau’dan Smith’e, Sénèque’ten La Bruyére’e tüm ahlak filozoflarınca kötülenmişti gereğinden fazla tüketim. Gösterişe dönük olanı ise tümden aşağılanmıştı. İktisatın dünyasında ise tüketim miktarı büyüme hesaplamalarında, herhangi bir ayrıma tabi tutulmadan kullanılıyor, diğer bir deyişle insan toplumlarının refah düzeyi onunla ölçülüyor.
Bugünün küreselleşmesi veya finansal küreselleşme borca dayanıyor. Kum üzerinde yükselen bir piramidi andırıyor finansın dünyası… Her an çatırdayabilecek olan bir dünyanın mimarı finans. Allais, 2008 krizinden on yıl önce söz konusu çöküntüyü tümüyle görüyor, önlenemez olacağının altını çiziyor.
Ekonomi politik, iktisadi kategorinin modernite sürecinde tescilidir. Çıkarın meşrulaştırıcısıdır. Bununla birlikte ilk bakışta, paradoksal gibi dursa da, çıkar eylemin temel motifi anlamında yorumlanamaz.
Otuzlu yılların sonunda Harvard’da bir öğrenci doktora tezini sunmaktadır. Hocaları Schumpeter ve Leontieff jüri üyesidirler. Öğrenci henüz 20’li yaşlarındadır. Savunma bittikten sonra öğrenci dışarı çıkarılır, hocalar içeride tezi aralarında tartışarak anlama çabasındadırlar. Schumpeter, Leontieff’e dönüp soracaktır: “ne dersin Leontieff, tezden geçebilecek miyiz?”
Sıklıkla ileri sürülen bir tez vardır: 17. yüzyılda oluşma sürecindeki ekonomi politik aynı zamanda moralden kopmuş ve bu gelişme modern çağı derinden etkilemiştir.